İtalya’da eğitimini tamamlayan Sayarer kardeşler, 3 yıl önce döndükleri Seferihisar’da ‘Dededen toruna üç kuşak lezzet’ girişimiyle mandalina üretiminde yeni bir atılım yaparak bahçelerini organik sertifikayla taçlandırdı.
Uzun süre yurt içinde ve yurt dışında özel sektörde başarıyla çalışan Sayarer kardeşler, 3 yıl önce köyden kentte göçü tersine çevirip, İtalya’dan doğup büyüdükleri Seferihisar’a çiftçilik için geri döndü. Kardeşlerden Meral Sayarer İtalya’da pazarlama ve iletişim alanında, Fethiye Sayarer ise yine İtalya’da tedarik zinciri ve pazarlama alanında yüksek lisanslarını tamamladı. Aynı zamanda genç girişimci olarak onlara destek olan kardeşleri Lütfü Sayarer de yurtdışında mühendislik eğitimine devam ediyor. Böylece eğitimlerini tamamlandıktan sonra 3 kardeş Seferihisar’a dönerek, üç kuşak boyunca ailelerinin çiftçilik yaptıkları mandalina bahçelerini devraldı. Kardeşler, ilaçsız tarım yaptıkları bahçelerinde ürettikleri mandalinaları aracısız olarak son tüketiciye ulaştırıyor. Genç girişimci Sayarer kardeşler, nesilden nesile aktardıkları bu işe, günümüz aracısız pazarlama yöntemlerini ve üretimde kullanılan ve sağlığa zararlı tarımsal ilaçlar yerine doğal ve insan sağlığına tamamen zararsız yöntemlerle üretime başlayarak yeni bir atılım yaptı.
MARKALAŞMAYA KATKI YAPIYORLAR
Sayarer kardeşler, bir yandan kendilerine gelir sağlarken diğer yandan Seferihisar’ın mandalinasının markalaşmasına da katkıda bulunuyor. Seferihisar’ın önemli ticaret kapısı olan ve lezzeti ülke sınırlarını aşan coğrafi işarete sahip Satsuma cinsi mandalinaları, Sayarer kardeşlerin girişimiyle kadın emeği olgusu, mandalina üretimi ve pazarlanması alanında yeni bir ivme oluşturdu. Ayrıca kuru mandalina, mandalina reçeli ve marmelat da kardeşlerin ürünleri arasında yer alıyor. Satışlarını internet ortamına da taşıyan Sayarer kardeşler, tüm kadın emekçilere, kadın ve genç girişimcilere örnek oluyor. Biz de gazete olarak kardeşlerden Fethiye Sayarer ile kardeşlerin girişimcilik hikayelerini konuştuk.
HER GÜN TARLADAYIM
32 yaşında olan ve 3 yıldır bu işi yaptıklarını belirten Fethiye Sayarer, her gün tarlada olduğunu söyledi. Fethiye Sayarer, “Pandemi döneminde de gördük, tarım apartmanlarda yapılmıyor. O yüzden tarımın, çiftçinin değerinin en yüksek noktada olması son derece önemli. Ben tüm hasat işlemlerinde; ürünün üretiminden, budamasından, toplanmasında vs. süreçlerinde bulunuyorum. Bu şekilde hem maddi açıdan kendimi tatmin ediyorum hem de sağlıklı bir ortamda bulunuyorum. Her gün bahçede oluyorum. Önem verdiğim şeylerin başında; bizden başka kimsenin bahçe işleriyle uğraşmaması. Ürünün emeği ne kadar sizin olursa elde ettiğiniz ürünün kalitesi ve birimi de o kadar iyi oluyor. Tüm işlemlerimizi kendimiz yapıyoruz. Kurumsal firmalarla da çalışıyoruz. Organik ürün satan firmalara biz de ürün tedariki yapıyoruz. Ürünlerimizi taze kalacak şekilde sevkiyat yapıyoruz. O yüzden ürünümüz hiçbir zaman uzun günler depoda beklemiyor” diye konuştu.
İHRACAT YAPMAYA BAŞLADIK
Üç yılın sonunda ihracat yapacak noktaya geldiklerini söyleyen Fethiye Sayarer, “Çiftçi bir ailenin çocuklarıyız. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Otomotiv sektöründe çalıştım. Yüksek lisans için İtalya’ya gittim ve bir süre burada kaldım, aynı zamanda yine burada özel sektörde çalışmaya devam ettim. İtalya’daki işimden istifa ederek Seferihisar’a geri döndüm. Şu anda yaptığımız temel iş mandalinanın üretimi, bakımı ve satışını yapmak. Ürün çantamızda ilk yıllarda sadece yaş mandalina vardı, şimdi kuru mandalina, mandalina reçeli ve marmelat da var. Bu sene itibariyle yurt dışı ile çalışmaya da başladık. Bundan önce pazarımız sadece Türkiye pazarıydı. Tarlayı devralan üçüncü nesiliz ve 3 kardeş olarak 3 yıldır bu işi yapıyoruz. Kardeşler olarak bu işi bir gün yaparız düşüncesi hep vardı ama harekete geçme çok kısa zamanda oldu. Yani çiftçilik, bir anda hadi bu işi yapalım dediğimiz bir iş değildi. Uzun yıllar var olan bir düşünceyi hayata geçirdik” ifadelerine yer verdi.
ÇİFTÇİ HAK ETTİĞİ DEĞERİ ALMIYOR
Kardeşler olarak Türkiye’de çiftçinin ve ürettiği ürünün hak ettiği değeri bulamamasından etkilendiklerini söyleyen Fethiye Sayarer, “Aslında çiftçiliğe başlamamızın en temel sebeplerinden birisi günümüzde küçük aile çiftçileri emeğinin karşılığını hiçbir şekilde alamaması ve satılan üründeki birim fiyatlarının çok düşük olması etkili oldu. Yani girişimcilik hikayemiz bu olumsuz tabloya artık tahammül edemeyişimizle başladı” dedi.
ORGANİK SERTİFİKAYLA TAÇLANDIRDIK
Bahçelerinde hiçbir şekilde kimyasal gübre vs. kullanmadıklarını, bunun üstüne mandalina bahçelerini organik sertifikayla taçlandırdıklarının altını çizen Fethiye Sayarer, ürünü son tüketiciye ulaştırmanın önemine de dikkat çekti. Fethiye Sayarer, şu ifadeleri kullandı: “Seferihisar mandalinasıyla ünlü bir ilçe ama bu işi direkt son tüketiciye ulaştıracak şekilde yapan herhangi bir girişim yoktu. Amacımız ürünü paketleyip ve hak ettiği fiyattan satılması ve bundan emeğimizin karşılığını kendimizin almasıydı… O yüzden işe ilk başladığımda sadece son tüketiciye ulaşacak şekilde kargoyla gönderme şeklinde başladı. Bahçelerimizde zaten yıllardır kimyasal gübre vs. kesinlikle kullanılmıyordu. Biz de bunu organik sertifikayla taçlandırarak denetimlerin yapılabileceği şekilde, izlenebilir hale getirdik. Biz ailecek beslenmemize dikkat ediyorduk. İyi besleniyorduk, bilinçli bireylerdik. Buradaki amacımız da bu beslenme şeklimizi diğer insanlara da aktarmaktı. Bunu en yakın arkadaşlarımızdan başlayarak gerçekleştirmeye başladık, sonra büyüyerek devam ettik.”
KATMA DEĞERLİ ÜRETİM VURGUSU
Katma değerli ürün üretmenin öneminden de bahseden Fethiye Sayarer, şöyle konuştu: “Öncelikle biz Seferihisar’a sonradan gelmiş ve bu işe 30 yaşından sonra başlayan insanlar kesinlikle değiliz. Biz kardeşler olarak uzun zaman farklı yerlerde bulunmuş olsak da ailemiz çiftçi olduğu için mandalinayla büyüyen çocuklarız. Bu yüzden mandalinanın nasıl olduğunu, neyin ona iyi geldiğini vs. çok iyi biliyoruz. Doğa sizin elinizde kesinlikle değil. Risklerini göz önüne alıp, hasat öncesinde ona göre davranmanız gerekiyor. Ürünü çok iyi biliyoruz. Bu yüzden ürünün satışı konusunda pazara girince de çok fazla zorlanmadık ve çok çalıştığımız için 3 yılda ihracat yapma noktasına geldik. Katma değer ürün üretiyoruz. Şu anda bir ülkeye ihracat yapıyoruz. Şimdiki ihracat hedefimiz ise Hollanda ve İngiltere.”
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
https://www.ilksesgazetesi.com/guncel/gocu-tersine-cevirdi-turuncuya-can-verdiler-h127343.html