Geçmişten kopmadan geleceğe bakmaktır tarih en kısa tanımıyla. Bu işin üç ayağı var yani. Geçmiş, şimdi ve gelecek. Ortak geçmiş, ortak kültür bilinci oluşturularak günümüze taşınması ve gelecekte yaşatılması.
Bu topraklardan on binlerce yıl yüzlerce medeniyet gelip geçmiş. İşte bu noktada başlıyor tarih bilinci. Oniki bin yıl önce Göbeklitepe’deki o insanlarla başlıyor belki de. Şanlıurfa’da çorak bir tepede başladı bizim için tarih. O da şimdilik. Hititler, Hattiler, Urartular,Sümerler, İyonlar… Say say bitmiyor. Ve tabi ki Selçuklular ve Osmanlı.
‘ Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı ‘ diyor şair. Gerçekten de çok doğru söylüyor. Nasıl Kuveyt’ te, Arabistan’da kazdığın her yerden petrol fışkırıyorsa bizde de tarih fışkırıyor. Kütahya’da bir ev yıkılıyor altından binlerce yıllık mozaikler çıkıyor. Bir kanalizasyon çukuru açılıyor; altından bir kral mezarı çıkıveriyor. Tarihi eser bakımından bu kadar zengin yeryüzünde bu kadar zengin başka bir memleket var mı sorarım size!
Aynı durum Seferihisar ve çevresi için de geçerli. Her köşebaşından, her sokaktan bir tarihi eser çıkıveriyor. Bir bakkalın köşesinde bir sütun altı, bir çeşmede hristiyan haçı, Pazar yerinin hemen yanıbaşında değirmen taşları, vb…
Yazımızın başına dönecek olursak; tam bu noktada ortak tarih bilinci yaratmamız gerek. Belki bir kampanya, belki bir toparlanma, sahip çıkma. Adına ne derseniz o. Bildiğim kadarıyla Sığacık’ta bir kazı evi ve onun bahçesinde tarihi eserlerin topladığı ve sergilendiği güzel bir yer açıldı.
Belediyemiz de bu olaya dahil olabilir diye düşünüyorum. Burada herkese görev düşüyor. Mahallemizde, bahçemizde, kıyıda köşede denk geldiğimiz her esere sahip çıkmalıyız. Gerek fotoğrafını çekip gerekse yetkililere haber verip onları geri kazanabiliriz. Elinde fotoğraf veya video olanlar email adresime ya da belediyemize gönderebilir.
Göreceksiniz birçok eser bu yolla geri kazanılacak. Onlar hepimizin ortak mirası. Geçmişi geleceğe taşıyabildiğimiz sürece var olabiliriz. Saygılarımla…
Taşkın LAYIK
10.09.2016