Çok sayıda sektörde faaliyet gösteren Bera Holding, odağını stratejik sektörlere yoğunlaştıracak, yatayda değil dikeyde büyüyecek. Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Alaboyun, üç adımda Bera’yı geleceğe taşıyacaklarını söyledi.
Ortaklık yapısıyla ilgili sıkıntıları 7 Aralık 2019’da çıkan bir torba kanunla aştıklarını söyleyen Bera Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Alaboyun, holdingin önünde 3 büyük hedef bulunduğunu kaydetti. Alaboyun bu hedefleri, “re-organizasyona giderek yönetim kurulu ile icra kurulunu ayırmak”, “yatayda değil dikeyde büyümek” ve “küçülerek büyümek” olarak açıkladı.
Bera Holding’in ilk şirketi olan, Kombassan AŞ, 1989’da faaliyetlerine başladı. Zaman içerisinde bünyesine kâğıt, karton, matbaa, ambalaj, rulman, vinç, beton santrali, prefabrik, PVC, MDF, mermer, kireç, kalsit, makarna, un, irmik, bakliyat, bisküvi, su, turizm, petrol ürünleri ve tekstil alanlarında pek çok şirket ekledi. Bera Holding’de (Kombassan) 140 milyonluk vurgun
Ancak yanlış yatırımlar, 28 Şubat süreci ve daha sonrasında ortaklıkların ‘ortak olmadıkları iddiası’ ile açtıkları davalar holdingi 1990’lı ve 2000’li yıllarda sıkıntıya soktu. 2017 yılında Kombassan olan ismini Bera Holding olarak değiştiren yeni yönetim, 7 Aralık 2019 da Meclis’ten çıkan yasa ile yeni bir döneme yelken açmış durumda. 2016 yılında göreve gelen Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Alaboyun, 5 bine yakın kişiye istihdam sağlayan holdingin gelecek dönem planlarını Dünya’ya anlattı.
Alaboyun, üç stratejik adım atacaklarını belirterek, “Birincisi yönetim kurulumuzu ve icra kurulumuzu ayıracağız. Bir re-organizasyon yapacağız. Tamamen kurumsallaşmamız lazım. Çünkü biz yüzde 100 borsaya açık bir şirketiz. Kaydileşmiş yüzde 55’i borsaya kote. Tüm hisseler kaydileşirse, yüzde 1’inden fazlasının hiçbir kurucu ortak olmadığı bir şirket olacak. Dünyadaki örnekleri Coca Cola, IBM gibi” diye konuştu. İkinci adımlarının “yatayda değil dikeyde büyümek” olacağını kaydeden Alaboyun, “Zamanında yapılan yatırımlarla holding yatayda çok büyümüş. Çok güzel yatırımların yanında, sıcak para el yakar düşüncesi ile fizibilitesi yapılmadan şirketler alınmış. Şu an kârlı olmayan küçükleri kapatıyoruz. Holdingimizde 4-5 çok stratejik sektör var. Onlara odaklanacağız ” dedi.
Alaboyun, üçüncü adımlarının küçülerek büyümek olduğunu anlatarak, “Bundan neyi kastediyoruz, örneğin kâğıt fabrikasının yüzde 100’ü holdinge ait, biz diyoruz ki yüzde 60’ı holdingin olsun, yüzde 40’ını borsaya açalım. Oradan gelecek kaynak ile kâğıtta ikinci bir hat kuralım” açıklamalarını yaptı.
Nasrettin Hoca misali ‘kazan doğurmadı’…
Holding’in sorunlarına da değinen Alaboyun, “Bu holding ilk kurulduğu dönemlerde 1.1 milyar dolar para toplanmış. O dönemde yapılan yanlış yatırımlar, yanlış yönetim anlayışı, bunun yanı sıra 28 Şubat döneminde yaşanan sıkıntılar, Petlas’ın yatırımının engellenmesi, Faisal Finans’ın satılmaya zorlanması, AirAlfa’nın uçuş izinlerinin iptal edilmesi ve benzeri uygulamalar 1.1 milyar dolarlık mal varlığını 2016 sonunda 200 milyon dolarlara düşürmüş” şeklinde konuştu
Alaboyun, “28 Şubat döneminde Faisal Finans’ın bankacılık faaliyetlerinin askıya alınacağı söylenerek satılmak zorunda bırakılmış. Faisal Finans’ı satın alan firma 18 ay sonra yüzde 60’ını 1.5 milyar dolara Körfez sermayesine satmış. Bunlar sizin mal varlığınızdan gitmiş. Bir de davalar var” diyerek şunları kaydetti: “Mahkemeler ortak olmadıklarını iddia edenlerin lehine kararlar almış. ‘Bu kişi 1999’da 10 bin Euro vermiş, ortak değil parasını ödeyin’ demiş. Aradan 15-20 yıl geçtikten sonra karar çıkıyor. 10 bin Euro’yu, faizi, döviz kuru farkı 20- 25 bin Euro olarak ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bu ödemeleri de kalan varlığının içinden ödememiz gerekiyor. Dava süreci, dava açanların, dava açmayanların üzerinden zenginleştiği bir rant alanına doğru evrilmiş. 10 yıl içerisinde 700 milyon liraya yakın ödeme yapmışız. Kazancımızı davalara ödemişiz, şirkete yatırım yapamamış, ortaklara kâr dağıtamamışız. Yönetime gelince, ‘Önce bunu çözmemiz lazım. Holding haklı’ dedim. Olay tam Nasrettin Hoca’lık… Dava açan ‘kazan doğurur iken ortağım, kazan doğurmayınca alacaklıyım’ demiş. Bunu gerekli yerlere anlattım, raporlar hazırladım. Üç holding bu durumdaydı. Bu holdinglerin aşağı yukarı 1 milyar dolar civarında ekonomiye katkıları ve 10 bine yakın çalışanı var. Sorunlarının çözümü ancak kanuni bir düzenleme ile mümkün.” Bera Holding (Kombassan) yeni düzenlemeyle binlerce davadan kurtuldu
Kimi gün 5 milyon TL ayda 150 milyon TL ödedik
Holdinglerinin Türkiye için önemli bir değer sağladığını, ülke için üreten bir yapı olduğunu dile getiren Alaboyun, şunları söyledi: “Mahkemeler bir günde 25-30 davayı karara bağlıyor ve günlük 5 milyon lira ödemek zorunda kalıyorduk. Bazen bu rakam ayda 100-150 milyon lirayı buluyordu. Gelen mali yükler hızla artınca devlet büyüklerimize durumu anlattık. Durumumuz anlaşılınca, kimseyi mağdur etmeden, yapıyı bozmadan bir kanun üzerinde çalışıldı. Kanunumuz çıktı.
Alaboyun kanunun çıkma sürecini de şöyle anlattı: “Kanun çalışmasına 2004’te Meclis’te kurulan araştırma komisyonun önerileri içinde ‘ekonomiye faydası olan şirketler ekonomiye kazandırılsın’ önerisi etkili oldu. 2011’de SPK kanunun 13. maddesinde değişiklik yapılarak ortaklar, eldeki fiziki senetlerini kaydileştirmesi yönünde teşvik edilmişler. Ancak kanun, geriye doğru işlemiş olması nedeniyle yeni mağduriyetlere yol açmış ve Anayasa Mahkemesi haklı gerekçeler ile mülkiyet hakkını ortadan kaldıran 13. maddedeki bu düzenlemeyi 2015’te iptal etti. Bütün hissedarlar ortak statüsüne kavuşturularak kaydileştirme yapmaları kendi tercihlerine bırakıldı, bu yönü ile 7 Aralık 2019’da kabul edilen madde ile AYM’nin iptal kararı sonrası oluşan boşluk doldurulmuş oldu.”
Ortakların yüzü artık gülüyor
2016’nın Ekim ayında göreve başladığını anımsatan Alaboyun, “O dönemde borsadaki hissemiz 1,5 TL civarındaydı. Yeni yönetim ile hisse değerlerimiz 2017 sonunda 6 TL’yi geçti. Daha sonra yüzde 100 bedelsiz bölünme yaptık ve borsadaki hisse değerimiz bugün itibariyle 10 TL civarında (görüşmenin yapıldığı tarih itibariyle). Bölünmeyi de düşünürseniz 20 TL gibi bir rakam çıkıyor. Göreve geldiğimiz günden beri hisse değerimiz 13 kat arttı. Böyle olunca eskiden mağdur olan ortaklarımızın da yüzü gülüyor. Yüzde 20’lere düşen holdingin mal varlığı atılan stratejik adımlar ile yüzde 55’lere çıktı” şeklinde konuştu.
• ROMANYA’DAKİ rulman fabrikamız üretiminin yüzde 95’ini dünyanın 81 ülkesine ihraç ediyor. URB Rulmenti, bünyemize 2000 yılında katıldı ve o dönem için Romanya’nın en büyük özelleştirmesi idi. Değişik ebatlarda yıllık 6 bin ton endüstriyel rulman üretim kapasitesi var ve buradan ABD Teksas’a ürün veriyoruz. Bu ürünler müşteri talebi doğrultusunda üretilmiş özel ürünler ve kaya gazı sondajının ana gövdesini oluşturan devasa çamur pompalarında kullanılıyor. Teksas bölgesindeki bu tür rulmanların yüzde 60’ını biz veriyoruz. Diğer markamız olan “MGM” Macaristan’da üretim yapıyor. Düzce’de küresel (bilyeli rulman) üretimi yapan ART Rulman ise Türkiye’nin iki rulman üreticisinden biridir.
SEFERİHİSAR TERMAL TESİS İÇİN ORTAKLIĞA AÇIK
• İZMİR SEFERİHİSAR’DA 360 dönüm bir arazimiz var. 1100 metre sahilimiz var, hemen karşısında Çıfıt Adası bulunuyor. Bu adaya yürünerek geçilebiliyor ve bu turizm alanı içinde 68 derece sıcak suyumuz var. Yerel yönetimlerle de uyum içinde çalışıyoruz. Oraya uluslararası bir yatırımcı ile termal turizm tesisi yapalım istiyoruz. Bera Hotel ismi ile de yapabiliriz, ortaklık kurduğumuz yapının adını da taşıyabilir.
• KÂĞITTA büyüyeceğiz, Türkiye’de 1. hamur kâğıtta lider olacağız. Türkiye’nin 1. sınıf hamur kâğıdının yüzde 25’ini biz üretiyoruz. Ülkemizde 1. hamur kâğıtta 800 bin ton civarında tüketim var, üretim ise 300 bin ton civarında. 500 bin tonluk bir açık bulunuyor ve bu ithalatla karışlanıyor. Bizim avantajımız o ekosistemin zaten içinde olmamız. Ayrıca okul defterleri ve kitapları işimiz var, Libya’nın, Suriye’nin, Irak’ın eğitim kitapları işini alıyoruz. Amerikan Bristol kâğıdı üretmeyi düşünüyoruz.
KONUTTA DA VAR GIDADA DA…
• KOMPEN’İN üretiminin yüzde 70’i ihracata gidiyor. 20 yıldır kaliteden ödün vermedik. 500’ü aşkın bayisi ile Kompen her yıl ‘İSO En Büyük İkinci 500’ listesine giriyor. Diğer markamız olan Bauplast’ın ise Türkiye’de 150 bayisi var. Avrupa, Güney Amerika, Uzak Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Arap yarımadası gibi coğrafyalarda ürünlerimiz satılıyor.
• KOMYAPI, özel projelerle birlikte TOKİ ile binlerce konut üretti. 30 yılı aşkın sürede 3,5 milyon metrekare üzerinde inşaat alanı ve 10 binin üzerinde konut üretimi yaptık.
• DİVAPAN ile MDF ve MDF lam üretimi yapıyoruz. Divapan ‘İSO En Büyük İkinci 500’ listesinde.
• GOLDA ile gıdadayız. 18 çeşit makarna üretiyoruz. 12 bin ton kapasiteli makarna fabrikası, yıllık 12 bin ton üretim kapasitesine sahip bisküvi fabrikası, yıllık 24 bin ton bakliyat üretim tesisi ve günlük 300 ton un üretim kapasitesi var. Bir de süt üretiyoruz. 1000 başlık hayvan kapasitesine sahip tesiste, yıllık 5 milyon litre süt üretiyor ve 500 baş buzağı yetiştiriyoruz.
• KARDELEN SU 8,30 pH yapısı ile öne çıkıyor. Kerem Ali Dağları’nın zirvesinden elde ettiğimiz suyumuzu İngiltere, Almanya, İsrail, Filistin, Güney Amerika ve ABD’ye ihraç ediyoruz.
• ADAÇAL ile kireç sektöründeyiz.
• HİSAR MADENCİLİK mikronize kalsit üretiminde sektörün ilk ve en büyük yerli üreticisi.
• BERA ALANYA ve Bera Konya otellerimiz ile turizmdeyiz. Ayrıca tekstil ve gaz işimiz de bulunuyor.
Handan Sema Ceylan/Dünya