Seferihisar Belediye Meclisi Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu, 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’yle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
BASIN AÇIKLAMASI
Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla BM Genel Kurulu kararı ile ilan edilen gündür.
BM Genel Kurulu 1999 yılında 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etti. Bu günün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde meydana gelen bir olaya dayanmaktadır. Ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo’ya karşıtlığıyla bilinen Mirabal kardeşler adlı üç kız kardeş, Trujillo’nun: “Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler” şeklinde yaptığı açıklamadan günler sonra tecavüz edilerek vahşice öldürüldüler.
1 Mart 1980 tarihinde imzaya açılan ve 3 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe giren Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine (CEDAW) katılmamız 11.6.1985 tarih ve 3232 Sayılı Kanunla uygun bulunmuş, Bakanlar Kurulunca 24.7.1985 tarihinde 85/9722 sayılı kararla onaylanmış ve 14 Ekim 1985 tarih ve 18898 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
CEDAW’ a taraf bir ülke olan Türkiye, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda Dünyanın en geri ülkelerinin arasında yer almakta ve hatta geçen yıllarla birlikte şiddet ve ayrımcılığın boyutları artmaktadır.
Son yedi yılda istatistiklere giren kadın cinayeti oranı yüzde 1400 artmıştır. Resmi rakamlara göre son yedi ayda 226 kadın öldürülmüş. 478 kadın tecavüze, 722 kadın tacize uğramış. 6 bin 423 kadın ise aile içi şiddet nedeniyle hastaneye başvurmuş. Verilere göre kadına yönelik cinsel saldırı suçlarında son beş yılda %30 artış meydana gelmiştir.
Medyada namus, töre cinayetleri, koca-baba dayakları, işkence magazinleştirilerek verilmektedir. Şiddete uğrayan kadının ne yaptığı, ne söylediği ya da nasıl giyindiği sorgulanıyor. Fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hak edip hak etmediği tartışılıyor; kurbanlar, suçlanıyor suçlular “mağdur” ilan ediliyor. Şiddet, dinsel-geleneksel önyargılarla, cinsiyet ayrımcı politikalarla ve yasalar eliyle meşrulaştırılıyor.
Her geçen sene Ülkemizde kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın tarafı olduğumuz Uluslar arası sözleşmelerin gereklilikleri ile ters orantılı olarak gelişiyor olması bizleri derinden kaygılandırıyor.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Dünyada ilk seçme ve seçilme hakkını verdiği kadınlarımızın Ülkemiz kuruluş anlayış ve değerine yakışır bir konuma getirilmesi konusunda gereken hassasiyetin gösterilmesini dikkatlere sunup, kadına yönelik her tür şiddeti kınadığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.
SEFERİHİSAR BELEDİYE MECLİSİ KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ KOMİSYONU.