Hadi izin verin, bu kez ben bir tanımlama yapayım;
BOLLUK : Olmasını çok arzu ettiklerimizin, gereğinden çok daha fazlasına kavuştuğumuz zamandır…
ZENGİNLİK: Başkalarının olmasını çok arzu ettiği her şeye, fazlasıyla sahip olmaktır…
Bir kez de tersten bakalım mı !?
..!rıdınamaz kıtlık nığıladnıkraF : KULLOB
..!rudumurud ısamamlak niziniyeş ribçih kecerev anıralakşaB : KİLNİGNEZ
Aslında kafanızı karıştırmak değil niyetim!
Daha çok; “Kafanızla değil, yüreğinizle düşünsenize (!)” diyeceğim…
Öyle ya!
Hepimiz, alıştırıldığı şekilde bakarak ve düşünerek hayatımızı şekillendirirken hiç de mutlu olamadığımız ortada değil mi!?
‘DOĞRU’yu ararken kullandığımız kriterlerin abukluğu yüzünden değil midir, yapageldiğimiz bunca hata!..
Hadi, izin verin bana… Bırakın,kafiyeli bir yazı deneyelim birlikte…
Bu güne kadar düz yazdık da ne oldu!..
Değiştirmeyi deneyelim geleceği, acemi sözcüklerle…
Hiç olmadığı kadar çok sevelim birbirimizi mesela…
Haklı ise düşman, yenmiş olsak da el verelim…
Hata etmişse öbürü, dönmesi için aç gönlünü…
‘Vefa’yı eksik etme sakın, çabucak defet ‘kin’i içinden!
Yol, yordam bilmiyorsan, git ‘doğru’nun peşinden…
En pespaye yanımız; bölmek, ayrıştırmak, hizipleşmek yerine, en büyük dayanışmayı ve beraberliği katalım hayatımıza mesela…
Bolluk beklemek yerine, varlıklarımızın değerini bilip, kıtlıklarımızı işleyip, taşınalım yüceliğe… Arayıp bulalım bilgeliği, paylaşmadan ulaşılamaz ki, ‘hiç’liğin erdemine!..
Dünya’nın en büyük yolsuzluğunu yapıp, Dünya’nın en organize hırsızlığını başarıp zenginleşilemeyeceğini anlatalım birbirimize iyicene…
Haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk, yalancılık ve madrabazlık yaparak, yedi düvele padişah olunur belki ama kendi namına ‘ŞEYTAN’ın yakıştırılmasından başka neye yarar hayatta!?
Zengin olmak için ‘Besmele’ çeken fikr-i fukara, aslında her şeyden önce Şeytan’ı davet etmez mi evine!?..
Şeytan’ın en çok sevdiği günahı işlemek için bu kadar çok istekli olmak, kimi çıkartmıştır şimdiye kadar arş-u alâya!?..
Sırat köprüsünden ölünce geçileceğini sanan davar-ü zekâ, her türlü mahlukatı, suyu, havayı, ormanları, ademleri, erdemleri katledip, devasa yollar yapsa ne hayra!?.. Kıldan ince, kılıçtan keskin bir köprü değil midir ki Hayat-ı Dünya!?..
Hadi baştan yazalım eğrileri !
Baştan bozalım doğruları !
Kavga seven boş kafaları;
Yalnız bırakmaktır zamanı !..
Bilgiye boyun eğ sadece !
Adalet, en kutsal hazine !
‘Olduğun gibi görün’ elbet,
Asla yalan söyleme…
Biriktireceksen, aşk derle!
Mirasın; onur olsun toruna!
Koşar durursun mala,mülke,
Çıkar gelir, bir metrelik ‘hiç’liğe!
Işıkla yoğurdular bizi…
Sarıl en yakın canlıya…
Senin üstüne kuruldu Dünya;
Işığa kör ise, ne gerekir insana!..
Gökhan Yerlikaya