Kamp yatağında, cibinliğin altında yatıyorum. Yağmur damlaları çadırın üstünde kendine has bir müzik çalıyor. Vakit sabahın ikisi. Biraz ilerdeki mülteci kampındaki camiden megafonla agresif bir ses saatlerdir bir șeyler anlatıyor. Çadırdaki ikinci yatakta eșim Roland’ın düzenli nefes alıp verișini dinliyorum arada. Bütün gün ameliyathanede cerrah olarak çok meșguldü. Doğumhane de çok yoğundu bu gün. Bașașağı yerine popo așağı gelen bir bebek epey ter döktürmüștü sağsalim dünyaya gelinceye kadar. Uyumak mümkün değil derken dalmıșım.
Bir daha uyandığımda ezan okunuyor. Huzur verici, yağan yağmurun sesiyle birlikte. Yakındaki ormandan gelen maymun çığlıkları çakalların ulumasına karıșıyor. Birden telsizle, tüm ameliyat ve doğum ekibi çok acil çağrılıyoruz.
İkimiz birden fırlıyoruz yataktan, cibinliğe dolanmamaya, karanlıkta birbirimize çarpmamaya çalıșarak. Dıșarı çıkınca, bir bebeğin göbek kordonunun, doğum esnasında dıșarı sarktığını öğreniyoruz. Anında müdahele edilmezse bebeğin ölümüne neden olan, en korkulan acil durumlardan biridir. Beș dakikanın içinde sezaryenle alıyoruz güçlü kuvvetli bir oğlan çocuğunu.
800 bine yakın Rohingya mültecileri aylardır Myanmar’dan Bangladeș’e kaçıyorlar. İnanılmaz dehșet yașamıșlar ülkelerinde. Her gün 600 aile, yani yaklașık 5000-6000 kiși Cox Bazar transit kampına sığınıyor. Hemen hepsi bir veya daha fazla yakınını kaybetmiș. Aç ve bitkin, özellikle annesiz babasız çocuklar ve kadınlar her türlü șiddete maruz. Geldikleri Myanmar’da yașadıkları köyleri, evleri yakılmıș, yerle bir edilmiș. Sığındıkları, dünyanın en fakir ülkelerinden biri Bangladeș için çözülmesi mümkün olmayan bir sorun. İstenmeyen insanlar. Ne geçmișleri kalmıș, ne de gelecekleri var. Okuldan aileden uzak, kaybedecek bir șeyi kalmamıș gençler radikalleșip terör örgütlerinin veya organize çetelerin pençelerine düșme tehlikesindeler.
UNO ve birçok uluslararası örgüt destek vermeye çalıșıyorlar. Eșim Roland ve ben de Norveç Kızıl Haç Örgütü’nün kurduğu saha hastanesinde gönüllü görevliyiz. Çadırlardan olușuyor hastanemiz. Ameliyathane ve Doğumhane çadırları, yani Roland`la benim ișyerlerimiz, karșı karșıya. Bizden bașka dünyanın her tarafından gelmiș dört genel hekim, bir anestezist, ebeler, hemșireler, hastabakıcılar ve Bangladeș’li doktor ve personel çalıșıyor.
Hasta çadırlarının en güzel yerlerinden biri çocuk bölümü. Yașadıkları kâbusu unutup cıvıl cıvıl gülen çocuklarla dolu. Çadırın yaramazı, on yașlarında bir oğlan çocuğu. Lâkabı « elefant boy ». Bir fil geçmiș çocuğun üstünden. Yağmurdan bataklık haline gelmiș zemine gömülerek sadece bacağında iki kırıkla atlatmıș kazayı. Kendisinden bir kaç yaș büyük ağabeyiyle yalnız kalmıș yetimlerden biri. Çoktandır hastanede, kırıkları hemen hemen iyileșmiș, koltuk deyneklerinin gelmesini bekliyor. Çıkmaya acelesi yok, günde üç öğün yemekle karınları doyuyor iki kardeșin. Gidecek yerleri yok zaten.
Dört yașında bir oğlan çocuğu yatıyor yanındaki yatakta. Bir kaç gün önce hastaneye bir araba kazasından sonra getirilmiști. Sol ayağı o denli ağır yaralıydi ki, kesmekten bașka çare kalmamıștı. Sakat kalmıș bacağını benimsemiș gibi son derece doğal davranıyor.
Tomtom denilen, yoğun trafikte çılgın bir hızla, boyuna șerit değiștirerek ilerleyen küçük arabalar özellikle çocuklar için ölüm tuzağı. Her gün böyle ağır yaralanmalarla karșılașıyoruz. Gene tomtomun çarptığı üç yașlarında bir kız çocuğu iç kanamalarla geliyor ve ameliyat masasında ölüyor. Dıșarıda bekleyen anne babaya bildirmek zorunda kalıyoruz. Çevirmenin sözlerinden sonra ilkten bir tepki yok gibi. Sonra tomtomun șoförü yüzü bembeyaz, yere yığılıyor. Anne iç parçalayıcı çığlıklar atarak yerden yere vuruyor kendini. Baba taș kesilmiș. Psikolojik destek ekibimizin ve eș dostlarının yardımıyla evlerine dönüyorlar saatler sonra.
Bașka bir dram kadınlar koğușunda. Altmıș yașlarında, bir deri bir kemik, bitkin bir adam karısını getiriyor hastaneye. 200 kilometre sırtında tașımıș hasta kadını. Adamın omuzları yara bere içinde. Hastanede yardım ve bakım görüyorlar.
Çocuk ölümlerinin nedenlerinden biri de bulașıcı hastalıklar. Kötü beslenme ve hijyen durumu nedeniyle salgın hastalıklar çıkıyor kamplarda. Kızamık, zaten zayıf düșmüș çocuklarda çok ağır geçiyor. 70 yıldır unutulmuș öldürücü hastalıklarda biri de difteri. Așılanmıș kișilere geçmesi mümkün olmayan hastalık bir kaç günün içinde salgın haline geliyor dünyanın bu unutulmuș köșesinde. Üreticiden așılanacak çocuğa kadar soğuk tutulmazsa bozulup etkisini yitiren basit bir așı, kapasitesini așıyor Dünya Sağlık Örgütü’nün.
Dün, Malezya’nın yakınlarda tam ekipli bir saha hastanesi açtığını duymuștuk. Șimdi, yağan yağmurdan sonra, çadırları sel bastığı için hastanenin daha göreve bașlamadan tekrar kapatıldığını öğreniyoruz. Bizim çadırların etrafında kanallar var suyun akması için. Ayrıca kamyonlarla getirtilen çakıl tașıyla kaplanmıș arazi çamur olmasın diye.
Sabah vizitesindeyiz. Hastaların refakatçileri yatakların altında yatıyor. Dolu bütün çadırlar. Rengârenk giysili kadınların kimi yatağında çoluk çocuğuna sarılmıș, kimi bebeğini emziriyor, kimi de yatağın üstünde, cibinlik altında oturuyor. Sıtma bölgesi Bangladeș. Aysha isminde, en zor durumlarda bile duyarlı ve olgun, gencecik bir üniversite öğrencisi çevirmenlik yapıyor bu gün bana. Dün karısını sırtında hastaneye getiren adam, yatağın kenarına oturmuș, karısının elini tutuyor, yemek yemesine yardım ediyor. Mutlu görünüyorlar.
Çocuklar koğușunda « elefant boy » her zamanki gibi yaramazlık peșinde. Yeni koltuk değnekleriyle komșu yataktaki çocuğu dürtüșleyip kızdırıyor. Ayağı kesilmiș çocuk, elinde lastik eldivenden yapılmıș bir balonla oynuyor. Doktorları görünce muzip bir gülüșle iki baș parmağını havaya kaldırıyor.
Doğum bölümünde güzel bir sürprizle karșılașıyoruz. Dünkü bebekler; dünyaya poposunu çevirerek gelmeye karar vermiș kızla, önce göbek kordonu doğan oğlan bebek, annelerinin göğsünde.
„Selam aleikum, kemon asen?“ diyorum, iyi günler, nasılsınız anlamına. Kıkırdıyor genç anneler neșeyle. Aysha bana bebeklerin adı yazılı kâğıtları gösteriyor. Kızın adı „Yasemin“, oğlanın adı „Roland“. Bir sevinç çığlığı atıyorum. Hep birlikte gülüyoruz.
Dr. med. Yasemin Schreiber-Pekin
Kadın Doğum Uzmanı, Psikoterapist
www.praxis-schreiber.ch