Eğitim Sen İzmir 6 nolu şube başkanı İdil Uğurlu ve Eğitim Sen Seferihisar temsilciliği Yürütme kurulları baskılara sürgünlere ve cezalara karşı Seferihisar Eğitim Sen şubesinde ortak bir basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında açıklamayı İzmir Eğitim Sen 6 Nolu Şube Başkanı idil Uğurlu yaptı
Değerli Basın Emekçileri;
Gezi direnişi sırasında Başbakan’ın “desten yazmakla” övdüğü polislerin attığı gaz bombası ile yaralanan Berkin Elvan, 269 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti. Berkin Elvan’ı, faşizme karşı milyonların ayağa kalktığı, Gezi Direnişinde kaybettiğimiz Abdullah Cömert’in, Mehmet Ayvalıtaş’ın, Ali İsmail Korkmaz’ın, Ethem Sarısülük’ün, Medeni Yıldırım’ın ve Ahmet Atakan’ın yanına uğurlamıştık.
Tedavisi boyunca Türkiye halklarının üzerine titrediği, insani duygularını yitirmemiş herkesin, her ailenin umutla iyi haberlerini beklediği Berkin Elvan’ın ölüm haberi tüm ülkeyi derin bir üzüntüye boğmuş, ölümü ülke çapında büyük bir öfkeye yol açmıştı. Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirilen kitlesel protestolar, boykotlar ve eylemler ile vicdan sahibi olan bütün halklar Berkin’e sahip çıkmış, katillerinin ve arkasındaki güçlerin peşini bırakmayacaklarını ilan etmişlerdir.
Eğitim Sen olarak, 15 yaşındaki oğullarını ekmek almaya gönderirken atılan gaz bombası ile yaralanıp 269 gün sonra cansız bedenini teslim alan Elvan ailesinin acısını paylaştık Berkin kardeşimizin katilleri başta olmak üzere, talimat veren bütün sorumlular halka hesap verene kadar bu işin peşini bırakmayacağımıza söz veriyoruz.
Yıllardır başta toplumun örgütlü kesimleri olmak üzere, halkın en temel taleplerine kulaklarını tıkayan AKP hükümeti ve iktidar , Gezi direnişi ile birlikte yıllardır sesi kısılan, yok sayılan toplum kesimlerinin sesine kulak vermek yerine onlara her fırsatta hakaret etmiş, her fırsatta milyonları açıkça tehdit etmekten çekinmemiş, güvenlik güçlerine yetki vererek gençlerimizin güvenlik güçleri tarafından katledilmesine neden olmuştur.
Soruşturma, Sürgün ve cezalar Bizleri Haklı Mücadelemizden Yıldırmayacaktır!
Eğitim Sen ve KESK’e bağlı sendikaların üyeleri, yıllardır sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi sürecinde pek çok kez baskılara, cezalara, soruşturma ve sürgünlere, hatta görevden almalara maruz bırakılmış, siyasi iktidarın yıldırma politikaları ile hizaya getirilmeye çalışılmıştır.
Eğitim Sen üye ve yöneticilerine, demokrat ve devrimcilere yönelik olarak, sendikamızın mücadele tarihiyle yaşıt hale gelen baskılar, son yıllarda KESK ve bağlı sendikalara yönelik olarak çeşitli tarihlerde başlatılan yıldırma operasyonları, gözaltı ve tutuklamaların ardından daha da şiddetlenmiştir. Bu dönemde özellikle Gezi direnişi ve toplumsal mücadeleye ülke çapında başlatılan “cadı avı”nın bütün hızıyla sürdürülmesi dikkat çekicidir. AKP’nin ideolojik çizgisinde siyasallaşmış idari makamların disiplin soruşturmaları, verdikleri sürgün ve görevden alma kararları bizler için ne ilktir, ne de son olacak gibi görünmektedir.
Eğitim Sen Genel Merkezi olarak 11.03.2014 tarih ve 25 nolu karar ile Gezi eylemleri sırasında polis kurşunu ile yaralanan ve 269 gün sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin ELVAN ile ilgili 12 Mart Çarşamba günü işyerlerinde “ Çocuklar Öldürülmesin,Sorumlular Bulunsun,Yargılansın” isimli kokart takılmasına ve aynı gün ülke genelinde yapılacak eylemlere üyelerimizin katılmasına karar verilmiştir. Seferihisar Semiha İrfan Çalı Meslek ve Teknik Anadolu Lisesinde görevli Eğitim Sen üyesi olan 5 arkadaşımız , diğer sendikalara üye olan ve sendikasız toplam 17 meslektaşımız bu eyleme katılmıştır. Bu arkadaşlarımız sendikalarının almış olduğu karar ile ve tamamen insani duygularla 15 yaşındaki bir çocuğun ölümüne gösterdikleri insani tepki nedeniyle katıldıkları kokart takma eylemi sebebi ile şikayet edilmiştir. İnsani duygularla yapılan bu eylemlere bile tahammülü olmayan kişiler tarafından 17 öğretmen arkadaşımız hakkında kokart takma eylemine katıldıkları için kınama cezası verilmiştir. Biz Eğitim Sen olarak bu baskılara boyun eğmeyeceğizi ve hukuki mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
En temel sendikal faaliyetlerin bile suç sayıldığı, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü önemseyen, savaşlar karşısında barışı savunarak demokratik tepkilerini gösteren üye ve yöneticilerimizin son derece keyfi gerekçelerle cezalandırılması , hangi “ileri demokrasi” anlayışına, hangi adalete, hangi hukuka sığmaktadır?
Bütün bu yapılanlar, KESK ve KESK’e bağlı sendikalara yönelik bir gözdağıdır. Sendikal özgürlükler, demokrasi ve barış mücadelemizi abluka altına alarak bizleri yolumuzdan döndürmek isteyenler, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar başarılı olamayacaklardır.
Buradan AKP hükümetine ve uzantılarına sesleniyoruz Milli Eğitim Bakanlığı’na ve siyasi iktidarı temsil eden diğer yetkililere sesleniyoruz: Bizler, bugüne kadar olduğu gibi örgütlü mücadelemiz ile bu kuşatmayı kırmaya kararlıyız. Soruşturma, sürgün ve cezalandırmalara karşı bugüne kadar sürdürdüğümüz örgütsel ve hukuksal mücadelemiz bundan sonra da aynı kararlılıkla sürecektir. Bugüne kadar mücadelemizi engellemeyi başaramadığınız gibi, bugünden sonra da başaramayacaksınız.
İzmir Eğitim Sen 6 Nolu Şube Başkanı
İdil UĞURLU
