CHP’nin 31 Mart yerel seçimi için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Tunç Soyer, CNN TÜRK’te Buket Aydın’la 40 programına katıldı. Soyer, babası askeri savcı Nurettin Soyer üzerinden yapılan eleştirilerin hatırlatılıp “12 Eylül dönemini yaşamış insanları nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz?” sorusuna yanıt verdi. Soyer İzmir vizyonunu anlattı “Türkiye İzmir’den iyileşecek, Türkiye İzmir’den güzelleşecek” dedi.
İşte o program
CHP’nin 31 Mart yerel seçimi için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Tunç Soyer, CNN TÜRK’te Buket Aydın’la 40 programına katıldı. Soyer, babası askeri savcı Nurettin Soyer üzerinden yapılan eleştirilerin hatırlatılıp “12 Eylül dönemini yaşamış insanları nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz?” sorusuna yanıt verdi.
Soyer, “İzmir’de seçime giriyoruz. Ve bu yerel seçimlerde adayların 12 Eylül’de nerede durdukları, 12 Eylül’de ne yaptıkları veya babalarının atalarının ne yaptığı oylanmayacak. 12 Eylül’deki performanslar, konumlar oylanmayacak. İzmirli seçmen, gerçekten içinde yaşamaktan gurur duyduğu bir kent haline getirecek mi bu aday, getirmeyecek mi bunu oylayacak.” ifadelerini kullandı.
Soyer programda kendisine sorulan 20 sorunun bir kaçına şöyle yanıt verdi: –
Adaylığınızın bu kadar geç açıklanmasının sebebi nedir? Titizlenmek diyebilirim. Böyle bir algı yaratıldığına katılıyorum ama bu algının doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü parti içerisinde inanılmaz titiz ve çok ciddi bir çalışma sürdürüldü. İzmir gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nin en güçlü olduğu kentin adayını belirlerken bu kadar tiziz olunması aslında anlaşılır bir şey. Birden çok parametre kullanıldı. Kamuoyu araştırmaları, anketler, aile duruşu, geçmiş performansı, vizyonu, projeleri… Bütün bunlar ince ince çalışıldı, araştırıldı, bir karara varıldı. Gecikildi ama bu gecikmenin arkasındaki temel sebeplerden biri partinin, genel merkezin, genel başkanın bu konudaki titizliğidir.
CHP sizi neden İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yaptı? Cumhuriyet Halk Partisi, 31 Mart 2019 seçimleriyle ilgili bir irade ortaya koydu. Bu iradenin de arkasındaki fikir şu; biz yerel seçimlere yerel yönetimlerde başarılı olmuş, kendini kanıtlamış, performansı ve vizyonuyla tercih edilmiş adaylar koyalım istediler. Bakarsanız İzmir’in dışında İstanbul, Ankara, Bursa, Adana, bütün bu şehirlerde geçmişinde başarılı belediye başkanlığı performansı olan adaylar kondu. Yani tercih yaparken bilinirlik tek kriter değildi. Genel merkez bilinirliği de test etti. Bu anketlerle de araştırıldı. O anlamda da aslında benim sonuçlarım fena değilmiş. Birden çok anket yapıldı. Hep ilk iki içinde çıktığım söylendi. Tam anlamıyla bilinmez ve birden bire ortaya çıkmış bir küçük taşra kasabasının belediye başkanı değilim. İzmirli de tanımış ve ismimizi biliyor. Seferihisar’da yaptığımız çalışmalar, tercih edilmemizin temel sebebi oldu anlaşılan.
12 Eylül dönemini yaşamış insanları nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? İzmir’de seçime giriyoruz. Ve bu yerel seçimlerde adayların 12 Eylül’de nerede durdukları, 12 Eylül’de ne yaptıkları veya babalarının atalarının ne yaptığı oylanmayacak. 12 Eylül’deki performanslar, konumlar oylanmayacak. İzmirli seçmen, gerçekten içinde yaşamaktan gurur duyduğu bir kent haline getirecek mi bu aday, getirmeyecek mi bunu oylayacak. İzmirli seçmen içine çekilmek istendiği bu tartışmaları hiç de umursamayacak diye düşünüyorum. Çünkü biz bir kentin geleceğinden bahsediyoruz. Çocuklardan, onların annelerinden, babalarından, işsiz gençlerden, aşsız evlerden bahsediyoruz. Biz büyükşehir belediyesi olarak bu hikayede nasıl bir performans ortaya koyacağız? Gerçekten bu insanlar İzmirli olmaktan duydukları gururu artırabilecekleri bir geleceğe gidecekler mi? Adayları yarıştıracaklar, performanslarını, vizyonlarını, geçmiş deneyimlerini, gelecek bakışlarını yarıştıracaklar. Yoksa 40-50 öncesinde atalarının, babalarının neleri yaptığı, neleri yapmadığıyla ilgili bir değerlendirme yapacaklarını düşünmüyorum. O nedenle bir infial olduğunu da düşünmüyorum.
FETÖ ile ilgili şahsınıza yapılan eleştiriler ne kadar doğru? Çok gayriciddi buluyorum. Bunun en çok iyi ve temiz insanları siyasetten uzaklaştıran sonuçlar doğurduğunu düşünüyorum. Çünkü gerçekten böyle bir şeyin nasıl bir hayal ürünü olabileceğini bilmiyorum. Nasıl böyle bir şey söylenebiliyor inanın bilmiyorum. Ama bunlar söyleniyor ve bunun sonucunda da şöyle bir şey ortaya çıkıyor; iyi temiz insanlar, iyi donanımlı insanlar siyasetten uzak durmaya başlıyorlar. Ondan sonra biz şikayet ettiğimiz şeylerin, şikayet ettiklerimiz tarafından değiştirilmesini bekleyen safdiller durumuna düşüyoruz. Çünkü insanlar şunu düşüyor; ‘Tunç Soyer’e bu yapılıyorsa ben siyasete girdiğimde kim bilir bana neler yapılacak.’ Ben bunlardan yılmıyorum ama insanlar bundan endişe duydukları için siyasetten uzak duruyorlar. Bu akla hayale sığmayacak saldırıların arkasında asıl yatan şey bu. Asıl üzücü olan şey de bu. Bu soruya verecek başka cevap bulamıyorum. Çünkü hiçbir mantığı, hiçbir tutarlı gerekçesi, hiçbir alakası olmayan saldırılardan biri. Ama bunlar son zamanlarda çokça yapıldı. Diliyorum ki bu memleketin aydınlık gençleri, iyi donanımlı, iyi aile terbiyesi almış gençleri bu nedenlerle siyasetten uzak durmasınlar.
“10 yıldır benzer saldırılarla karşılaştım ama hep iyilik kazandı. Yine öyle olacak. İzmir çok açık, yenilenmeye, gelişmeye, ileriye gitmeye. İzmir tekrar bir dünya kenti olacak.” dediniz. İzmir şu anda halihazırda CHP’li bir belediye başkanı tarafından yönetiliyor. Şu ana kadar İzmir’de ‘iyilik hakim değildi’ olarak mı anlayacağız söylediklerinizi? İzmir neden halihazırda bir dünya kenti olamadı? Bundan sonra nasıl olacak?
Aslında sorunun iki ayrı bölümü var. Bir tanesi yapılan saldırılarla ilgili söylediğim ‘iyilik kazanacak’ tespiti. Diğeri İzmir’in dünya kenti olmasıyla ilgili. İzmir’de her zaman iyilik kazandı. İyilik kazanacak tespitim İzmir’le ilgili değildi. Bana yapılan saldırılarla ilgiliydi. O nedenle İzmir’de hep iyilik kazandı ve iyilik kazanmaya devam edecek. Dünya kenti olma meselesiyle ilgili İzmir bir dünya kenti olmak zorunda. Geçmişinde bu var. Fakat 150-200 yıldır kan kaybediyor. İzmir’i aslında bir yürek gibi düşünün coğrafi konumu itibariyle. Doğudan beslenen, doğunun damarlarından aldıklarını batıya pompalayan, batının damarlarından aldıklarını yani ürünlerini, değerlerini doğuya pompalayan bir kalp, bir yürek. Bu yürek kan kaybediyor 150-200 yıldır. Bunun birçok sebebi var. İşte büyük yangın var, mübadele var, Kurtuluş savaşı var. Ama artık tekrar iade-i itibara ihtiyacı var İzmir’in. Ve bunun vaktinin geldiğini düşünüyorum. İzmir bir dünya kenti olacak tekrardan. Akdeniz Kentler Birliği ile başlayacağız. Akdeniz’de 6 hedef kent tespit ettik. İskenderiye, Beyrut, Atina, Roma, Marsilya ve Barcelona. Bu 6 kentle birlikte İzmir, Akdeniz Kentler Birliği kuracak. Ve akademiler, STK’lar üzerinden spor, sanat, kültür, bilişim teknolojileri üzerinden ortaklıklar yapmaya başlayacağız. Pazarını büyüteceğiz, tek tek her bir kent için ve global olarak Akdeniz için. Global dünyanın tekrar global bir aktörü haline getireceğiz. Ve İzmir bunun öncülüğünü yapacak.