Soner Yalçın’ın bugünkü yazısında şunları söyleyerek Seferihisar modelini anlatıyor:
Bir belediye başkanı…
Köylüyü yeniden üretmeye teşvik ederek, kooperatifler kurarak, üretici pazarları açarak, yerel kalkınma modeli yaratmanın öncüsü olmalıdır.
Yani… “Ekmeği” büyütmelidir!
Yani… Yaşam kalitesini artırmalıdır!
-Köylünün topraklarını terk etmesinin önüne geçen…
-Küçük üreticiyi destekleyen…
-Doğayla uyumlu üretim yaptıran…
-Aracıları ortadan kaldırmak için üretici birlikler-kooperatifler kuran…
-Üretici pazarları açan…
-Tarım ürününü sanayi ürününe çeviren…
-Yerli tohuma sahip çıkan…
Bir yerel kalkınma modeli yaratan…
Seferihisar Belediyesi bu konuda örnektir…
Öncü belediye başkanı Tunç Soyer’e tebrikler…
SONER YALÇIN
Hazine
Tohum köktür…
Kök ise gelecek!
Tarih: 2 Ekim 2006.
TBMM önünde küçük grup basın açıklaması yaptı:
-Tohumlarımızı yasaklamak ülkemizi silahsız işgal ettirmektir.
-İthal tohumların soframıza kanser olarak gelmesini istemiyoruz.
-Tohum Yasası tohum çeşitlerimizi yasaklamaktır.
–Tohum yasa tasarısı Meclis’ten çekilsin.
Basın açıklaması sonunda grup, Meclis bahçesine tohum serperek, “Bu gördüğünüz son yerli tohum olabilir” uyarısında bulundu.
Avrupa küçük çiftçiler örgütü La Via Campesina TBMM’ye mektup gönderdi:
“Biz Avrupalı küçük çiftçiler, benzer yasalardan çok çektik, hâlâ da çekiyoruz. Tarımsal üretimimiz her geçen gün çokuluslu şirketlere, onların tohumlarına ve tarım ilaçlarına daha bağımlı hale geliyor. Avrupa’nın küçük çiftçileri için ve düşük kaliteli üretilmiş ürünlere boğulmuş tüketicileri için bir ümit yolunu açacak Türkiye’ye ihtiyacımız var; tohum yasasını reddedin!”
Sonuç ne oldu?
Tarih: 31 Ekim 2006.
AKP, 5553 sayılı “Tohumculuk Kanunu”nu çıkardı. Dedi ki:
“Ey köylü, binlerce yıldır yaptığın gibi üretim yapamazsın, tohumu artık şirketlerden alacaksın. Aksi halde 10 bin lira ceza ödersin. Aksi halde tohumların yakılır. Aksi halde 5 yıl da ekip biçmeme cezası alırsın!”
Sonra daha sertleştiler: “Sertifikalı tohum almazsan sana destekleme yok!”
Üç yıl sonra… Yıl 2009.
“Çiçeği burnunda” Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir yarımadası köylerini dolaşmaya başladı.
Antik Çağ’ın 12 İyon kentinden biri olan Gödence Köyü’nde sandık içine gizlenmiş bir hazine buldu…
Ata Ekmeği
Bulunan hazine…
Artık yok olduğu düşünülen “Topan Karakılçık Buğday Tohumu” idi.
Ege köylüsü ata tohumunu hazine gibi sandıklarda saklıyordu.
Başkan Tunç Soyer, ata tohumu olanları Seferihisar’a davet etti. Ve:
Seferihisar’da 2010 yılında “Tohum Takas Şenlikleri” başladı.
Amaç, genetiği oynanmamış ata tohumlara sahip çıkmaktı.
Amaç, ata tohumlarını yaşatmak, çoğaltmak ve tekrar üretimine başlatmaktı.
Amaç, sağlıklı nesiller için doğal tarımsal üretim yapmaktı.
Belediye öncülük etti; her ata tohumdan alarak çoğaltma çalışmasına başladı. Ardından “Tohum Bankası” kurdu. Merkezin adını da vasiyetinden yola çıkarak “Can Yücel Tohum Merkezi” koydu!
Bugün bu merkez 280 çeşit tohum çoğaltıyor! Her yıl Türkiye’nin dört bir yanına bir milyonun üzerinde tohum ve fideyi ücretsiz dağıtıyor…
“Topan Karakılçık Buğdayı Tohumu” ise yaklaşık dört yıl süren çalışmalarla çoğaltıldı. Şimdi yüzlerce dönüme ekiliyor; ve buğdayından ekmek üretiliyor. Ekmeği de yüz yıl önceki tekniklerle kara fırında pişiriyorlar. Adını “Ata Ekmeği” koydular.
Ayrıca…
Seferihisar Belediyesi, Ulamış Köyü’nde proje başlattı:
Köylülere Topan Karakılçık Buğdayı’nı ücretsiz dağıtıyor. “Alım Garantili Buğday” projesiyle buğdayı, hasat döneminde devletin açıkladığı buğday taban fiyatının iki katına satın alıyor!
Bu çalışmalar şu gerçeği ortaya çıkardı:
Başka Bir Tarım Mümkün!
Bu amaçla Doğa Okulu kurdular…
Öncü başkan
Bugün…
Seferihisar’da üç gün sürecek Tarım Şenliği var.
Seferihisar Belediyesi, “Başka Bir Tarım Mümkün” sloganıyla hayata geçirdiği tarım politikalarını görücüye çıkarıyor.
Belediye… Dünyanın en büyük zirvesi Habitat III’te tüm yerel yönetimlere örnek gösterilen tarımsal faaliyetlerini sergileyecek.Neler yok ki:
-Seferihisar genelinde yaşı 500’ün üzerinde ağaçlardan elde edilen zeytinyağlar müzayedede satılacak. (Geçen yıl yapılan müzayedede 1.800 yaşındaki ağaçtan elde edilen zeytinyağının yarım kilosu 22 bin 500 liraya satılarak dünyanın en pahalı zeytinyağı unvanını kazandı ilçe.)
–Doğa Okulu ziyaretinde kadim üretim havzaları sunumları gerçekleştirilecek.
-Türk Patent Enstitüsü tarafından “Seferihisar Mandalinası” olarak coğrafi işaret verilerek tescillenen satsumanın hasat dönemi kutlanacak.
-Soğuk Hava Deposu açılışı yapılacak.
Uzatmayayım…
Şunu demek istiyorum:
Bir belediye başkanı…
Köylüyü yeniden üretmeye teşvik ederek, kooperatifler kurarak, üretici pazarları açarak, yerel kalkınma modeli yaratmanın öncüsü olmalıdır.
Yani… “Ekmeği” büyütmelidir!
Yani… Yaşam kalitesini artırmalıdır!
-Köylünün topraklarını terk etmesinin önüne geçen…
-Küçük üreticiyi destekleyen…
-Doğayla uyumlu üretim yaptıran…
-Aracıları ortadan kaldırmak için üretici birlikler-kooperatifler kuran…
-Üretici pazarları açan…
-Tarım ürününü sanayi ürününe çeviren…
-Yerli tohuma sahip çıkan…
Bir yerel kalkınma modeli yaratan…
Seferihisar Belediyesi bu konuda örnektir…
Öncü belediye başkanı Tunç Soyer’e tebrikler…
Yöre halkının şenlikleri kutlu olsun…
https://www.sozcu.com.tr ‘den alınmıştır..