Seferihisar’ın Çınarları 1

 

Kitapta bulunan yaşlılarımız için tıklayın ..  bby

 

Cittaslow (Sakin şehir) başkentimiz Seferihisar’da benim de katkıda bulunmaktan onur duyduğum önemli bir proje yaşama geçirildi. Seferihisar Belediyesi’nin “Seferihisar’ın Çınarları” adı verilen sözlü tarih projesi kapsamında, 70 yaş üstü Seferihisarlılar ile söyleşildi.

 

Bir tür “sözlü tarih çalışması” olarak adlandırılabilecek proje için üç yıl önce yola çıkılmış. Seferihisar’ın sevilen, sayılan edebiyat öğretmeni Engin Turan’ın araştırmaları, kentin tarihsel, kültürel değerleri, yerel ağzı, alışkanlıkları, adetlerine ilişkin derlemeleri çıkış noktasını oluşturmuş.

 

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in hayali olan projeyle gelecek nesillere Seferihisar’ın geçmişini, geleneklerini, yaşanmışlıklarını anlatan bir döküman bırakılması hedeflenmiş. Engin öğretmenin derlediği notların yol göstericiliğinde, 70 yaş üstü Seferihisarlılar ile söyleşilmeye başlanmış. Engin Turan’ın iki yıl önce yaşama veda etmesi üzerine proje hız kaybetmiş.

 

Başkan Tunç Soyer’in isteği üzerine, bir süre sonra ben de bu projeye katıldım. Seferhisar’ın tanınan ve bir o kadar da sevilen gençlerinden Halil Bor ile yola çıktık. Çaldığımız kapılar bir bir açıldı, güler yüzle ağırlandık, söyleştik.

 

Aylar süren çalışmalar sırasında 70 yaş üstü 43 Seferihisarlı ile söyleştim, fotoğraflar çektim. Fotoğraf çekimi konusunda Cansın Soyer, Halil Bor’un yanı sıra eşim Hüseyin Erciyas’tan destek aldım.

 

Yaptığımız söyleşiler, çektiğimiz fotoğraflar, benden önce Özlem Ayten Ulus’un ve Kıvanç Ege’nin yaptığı söyleşiler, derlediği fotoğraflar, fotoğrafçı Şevki Soyer’in arşivi ile Engin öğretmenin derlemeleri bir araya getirildi. Mehmet Yıldıztekin, Nur Özgül’ün de katkısıyla ortaya “Seferihisar’ın Çınarları” adını verdiğimiz kitap çıktı. Kitabı yayına meslektaşlarım Hüseyin Erciyas ile Kıvanç Ege hazırladı. Seferihisar’a unutulmaz hizmetleri bulunan hayırsever işadamı Necat Hepkon da kitabın yayımlanmasını sağladı.

 

“Seferihisar’ın Çınarları” kitabı, geçtiğimiz günlerde Seferihisarlılar’la, Seferihisar’ın çınarları da birbirleriyle buluştu.

 

“Seferihisar’ın çınarları”nı buluşturan gece, Seferihisar Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sığacık Mahallesi’nde yaşayan 102 yaşındaki Ayşe Henise Tufan ile eğitimci, araştırmacı Engin Turan’ın eşi Ümit Turan gecenin onur konuklarıydı.

 

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ile eşi Neptün Soyer, geceye yakınlarıyla birlikte katılan 70 yaş üstü Seferihisarlılar’ı kapıda karşıladı, ellerini öperek “hoş geldiniz” dedi. Bir bayram atmosferinde geçen gecede tahmin edeceğiniz gibi oldukça duygulu anlar yaşandı. 102 yaşındaki Ayşe Henise Tufan’ın sesinden “Cumhuriyet Marşı” ile başlayan sinevizyon gösterisi gözyaşları arasında dakikalarca alkışlandı.

 

Seferihisar hep sakin şehir

 

Seferihisar’ın Çınarları kitabı çoğu tesadüfen seçilmiş, genellikle görüştüğümüz Seferihisarlıların önerisiyle ziyaret edilen kişilerle yapılan röportajlardan oluşuyor. Soyadı kanunundan önce bir çok yerde olduğu gibi Seferihisar’da da herkesin bir lakabı var. Lakap alışkanlığı kanundan sonra da devam etmiş burada. Köklere baktığınızda, ailesi doğma büyüme Seferihisarlıların yanı sıra muhacirlerin ve mübadillerin de oldukça fazla olduğunu görüyorsunuz. Pek çok ailenin Girit, Arnavutluk, Yugoslavya, Makedonya, Selanik, Mora ile bir bağı var.

 

Kitapta Seferihisar’ın bağcılıkla başlayan, tütünün ardından mandalina ile devam eden, zeytinin her zaman var olduğu tarım serüveninden, balıkçılığına, çarşı adetlerinden, deve yarışlarının yıllar boyu galibi olan unutulmaz Ali Tülü devesine, Seferihisar Tayyaresi’nden, göçmen mahallesi Çolak İbrahim Bey’deki muhacir öykülerine, Rumlar’la yaşamın bugünlere kadar iz bırakan adetlerine, Kore Tugayı ile değişen ticari yaşamdan Atatürk’ün belleklerden silinmeyen ziyaretine bir çok anı yer alıyor. Bu anıların bire bir yaşananlarca anlatılmış olması, başka başka görüşmelerle doğrulanıp ve  ayrıntılandırılması işin gerçekten hoş yanı.

 

Eski gelinlerin yumurta akıyla yüz süsleme adetleri, maket işlemelerle süslü iki saman yastık, bir tencere-tava ile yıllar boyu bülbül yuvası evlerde yaşanan mutlu evlilikler, tütünün ziftiyle geçen zorlu yıllar, gençlerin kısmetlerini rüyalarını gördüğü Yanar Gecesi öyküleri, hıdrelez gelenekleri, 14 Ağustos’ta tüm kentlileri buluşturan deniz bayramı, halkın tek eğlencesi olan sinemaya dair anılar yine kitapta sıcak anekdotlarla anlatılıyor. Mandalinayla yapılan Samsades tatlısından nohutlu mantıya, karanfilli, sakızlı Kızsarlı tarhanasından lok lok yemeğine kadar eşsiz tatların tarifleri de yer alıyor kitapta.

 

Saklı kalmış bir hazine

 

Bu şirin Ege beldesinde yaşam her zaman Cumhuriyet değerlerine gönülden bağlılıkla, kız erkek evlat ayrımı yapmadan, gelenekleri saygıyla yaşatarak sakince sürmüş…Seferihisar bugün  Türkiye’nin Cittaslow (Sakin Şehir) başkenti olarak adını duyuran, insanların yerel tatları, kültürel dokuyu, tarihi değerlerini görmek için akın akın geldiği bir turistik destinasyon. Ancak kitabı okuyunca siz de göreceksiniz ki, Seferihisar bu ilgiyi gerçekten de hak ediyor.

 

Geçmişte de sakin bir yaşamın olduğu Seferihisar’ın, bu değerlerini bozulmadan koruyabilmiş olması, geçmişten bu güne ulaşmış bir hazine aslında. Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kente ilişkin gördüğü ve büyük emek vererek cevherden mücevhere dönüştürdüğü bu hazine, kanımca bu korunmuşluk sürdüğü ölçüde her geçen gün daha da değerlenip, geleceğe çığ gibi büyüyen bir miras olarak aktarılacak.

 

102 yaşında bir anıt çınar

 

Seferihisar Belediyesi Kültür Merkezi’nde kendileri için düzenlenen yemekli geceye katılan yaşlılar, önce girişteki siyah beyaz fotoğraf sergisinde bir soluklanıyorlar. Fotoğraf karelerinde kendi gençliğini, akranlarını, arkadaşlarını görenler şöyle bir toparlanıyor, “Hey gidi gençlik” der gibi, sırtını dikleştiriyor. Sonra salona yöneliyorlar hep birlikte. Kapıda kendilerini karşılayan belediye başkanı ve eşine evlatlarına sarılır gibi sımsıkı sarılıyorlar. Seferihisar Belediyesi’nin düzenlediği Seferihisar’ın Çınarları gecesinin her anı duygu yüklü.

 

Mahalle isimlerine göre hazırlanan masalara oturan konuklara, geceye adını veren kitap dağıtılıyor: “Seferihisar’ın Çınarları-1”. Gece boyunca masaları tek tek dolaşan, konuklarının ellerini içtenlikle öpen Tunç Soyer’e öylesine güzel bakıyorlar ki, projenin yaşamlara nasıl dokunduğunu, ne kadar önemli olduğunu açıkça görüyorsunuz. Birçok masadan aynı cümleyi duyuyorum, sözleşmişler gibi: “Biz tarihe mi geçtik şindi?”

 

“Seferihisar’ın Çınarları” kitabının tanıtıldığı, kentin yaşlılarına büyük bir armağan olarak verildiği geceye katılanlar arasında röportaj yapmaktan büyük keyif aldığım, 102 yaşındaki Ayşe Henise Tufan’ın masası bir an olsun boş kalmıyor. Sığacık’ta Kaleiçi’nde evlatlarıyla yaşayan Henise teyzenin elini öpmek için sıralanıyor herkes. Bir bayram havası yaşanıyor sanki. Bayramda büyükler dostlarıyla, evlatlarıyla, kendilerini ziyarete gelenlerle kaynaşmaktan nasıl mutlu olursa, bu gecede de aynı hava var. Paylaşmanın, hatırlanmanın, değer verilmenin yarattığı mutluluk havası.

 

Özetle Seferihisar’ın çınarları herkesin kalbinin derinliklerine sakladığı anıları çıkartıyor yerinden. Sandıklar açılıp, anılar saçılıyor salonunun ortasına… Gecenin başında kısa bir sinevizyon gösterisi yer alıyor. Ayşe Henise Tufan’ın ilkokulda öğrendiği Cumhuriyet Marşı’yla başlıyor gösteri. Gözlerden yaşlar süzülüyor yavaş yavaş.

 

Sinevizyonun ardından konuşmak için kürsüye çıkan Tunç Soyer de oldukça heyecanlı; “Şu an konuşmakta zorluk çekiyorum, boğazıma birşeyler düğümleniyor” diyerek başlıyor söze. Birbirini belki de yıllardır görmeyen konukları böylesine coşkulu bir ortamda ağırlamanın mutluluğunu dile getiriyor tümceleriyle. “Ağaç nasıl köksüz olmazsa, bizler de sizsiz bir hiçiz. Sizin sayenizde ayakta duruyoruz, sizin için ne yapsak azdır” diyor Başkan Soyer. Yayımlanan kitabın kapağında yer alan 1 rakamının, bu çalışmanın devamı olacağının bir işareti olduğuna dikkat çekiyor. “Seferihisar’ın Çınarları 2, 3 için çalışmalarımızı hemen başlatıyoruz. Bütün çınarlarımızı kitaplaştırmak, anıtlaştırmak istiyoruz” derken Tunç Soyer, bir ilk adım olan kitapta yer alamayan Seferihisarlıların da gönül kırıklığını önlemiş oluyor bu güzel jestle.

Saadet Erciyas