“En büyük engel sevgisizliktir; sevgi tüm engellerin üstesinden gelir” sözünden yola çıkan eğitimci Serkan Ataman, Seferihisar’da eğitim verdiği okulda ‘çok özel öğrencileri’ için çok özel bir sınıf hazırladı.
Atandığı okulda eğitim vereceği sınıfın yeterli olmadığını gördükten sonra adeta imece usulü ile el ele vererek zihinsel engelli bireylerin eğitimi için her türlü ihtiyacı karşılayacak sınıfı oluşturduklarını belirten Ataman, herkese ‘Onların içindeki dinamikleri keşfedin’ çağrısı yaptı.
Seferihisar’a gelmeden önce Ankara’da öğretmenlik yapan Ataman, “Daha sonra Seferihisar’da Şehit Mehmet Öğretmen İzdal İlkokulu’na atandım ve çalışmalarımıza başladım. Görevime ilk başladığımda zihinsel engelli çocuklarımız için var olan sınıfın yeterli olmadığını gördüm. Bunun için ne yapabilirim konusunda düşündüm ve ardından da kolları sıvadım. Güzel bir bağış kampanyası düzenledik, velilerimizi de organize ederek başarıya ulaştık. Şu anda sınıfımız bilgisayarı, kliması, müzik aletleri, kitaplıkları, akvaryumu ile deyim yerindeyse dört dörtlük oldu. Fiziksel açıdan baktığımızda belki de Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir sınıf hazırlamanın mutluluğu içindeyiz” dedi.
Davranış eğitimi ve artikilasyon gibi konularda uzmanlığı olduğunu da sözlerine ekleyen Ataman, şu açıklamalarda bulundu: “Kendime ait 14 tane kitabım var.Özel çocuklarımıza değişik bir yöntemle okuma ve yazma öğretiyorum. Biliyorsunuz, zihinsel engelli bireylerin okuma öğrenme süreci bir hayli zorlu. Ankara’da eğitim verdiğim zamanlarda da bununla ilgili bir çalışma yapmıştım. Zahirle Konuşan Harfler Okuma Yazma Yöntemi yazarıyım. Hafif düzeyden ağır düzeye kadar tüm okuma yazma bilmeyen ve öğrenemeyen öğrencilere okuma yazmayı öğretebileceğimiz proje ile ödül aldık. Animasyonlarla ve müzikle destekleyip çocuklarımıza okuma yetisi kazandırmayı amaçlıyorum.”
‘Çarşı Engellere Karşı’ adını verdikleri sınıfta şu anda dört öğrenciyle eğitim sürecini devam ettirdiklerini belirten Ataman, çocuklara eğitimin yanı sıra spor sevgisini de aşıladıklarını söyledi. Ataman, “Dört bir yanı Beşiktaş’ın amblemleri ile süslenmiş sınıfımızda marşlar dinliyor ayrıca onların sporla da tanışmalarını sağlıyoruz. Daha önce konuşamayan çocuklarımız şimdi bizimle birlikte marş söylüyor. Çocuklarımızı sadece hayata kazandırmıyor, onların bu yaşamdan keyif almaları için de çeşitli fırsatlar sunmaya çalışıyoruz. Uygulama bahçemiz, köpeğimiz, çocuklarımıza meslek eğitimi kazandırmak için yerel yönetimlerle bir de çalışmamız var. Bu çalışmamız kapsamında çocuklarımız ürettikleri ürünleri Sığacık Pazarı’nda satabilecek” ifadelerini kullandı.
VELİLER DE UNUTULMUYOR!
Sadece öğrencilerle ilgili değil; velilerle de yakından ilgilendiğinin altını çizen Ataman, “Bu süreç, engelli bireylerimizde olduğu kadar onların aileleri içinde bir hayli zorlu. O yüzden çocuklarımızla çalışmalarımızı yaparken velilerimizi asla gözardı etmiyoruz.
Velilerimizi Doğan Cüceloğlu’nun psikoloji kitaplarını okumaları konusunda yönlendirmelerde bulunuyorum. Şu anda sınıfımızda dört velimiz var. Her birisi çocuk psikolojisini öğrenmek amacıyla araştırmalar yapıyor, elde ettikleri verileri birbirleriyle paylaşıyor. Ayda bir okudukları kitapların sunumunu da sınıfımıza gelerek yapıyor böylelikle de güzel bir etkileşim yakalıyoruz” dedi.
Son olarak, “En büyük hedefim eğitim verdiğim çocuklarımın ileride meslek sahibi bireyler olduğunu görmek” diyerek sözlerini sürdüren Ataman, “Desteklersek, onların normal hayata adapte olarak herkes gibi birçok şeyi başarabileceklerine inanıyorum. O yüzden bu çocukların en iyi sınıflarda, en iyi şekilde eğitim görmelerini istiyorum. Bir çocuğun iç dinamik ve yeteneklerinde neler varsa onları çıkarmak istiyoruz. Sonuçta bir öğretmenin görevi sadece bilinmeyeni öğretmek değil; onların içindeki cevheri ortaya çıkarmaktır. Herkese de çocuklarımızı engellerinin kalıbına sokmamalarını, içlerindeki ışıkla parlamalarına yardımcı olmaları çağrısında bulunuyoruz” diye konuştu.
