AKP İlçe Başkanı Hamit Nişancı açıklamalarıyla herkesi şok etti.
1971 yılında Başkan Soyer’in savcı babasının Fetullah Gülen’le ilgili iddianame hazırlayarak üç yıl hapis cezası aldırmış olmasının ulusal basında çıkması ve ilçede yüksek sesle konuşulması AKP İlçe Başkanı Nişancı’yı kızdırdı. 2014 yerel seçimlerinde sürekli sağ partilere oy çıkan Payamlı Köyü’nde CHP’nin uzak ara birinci çıkmış olduğunu vurgu yapan Nişancı, bunu cemaatle kol kola girmek olarak değerlendirerek hem Belediye Başkanı Tunç Soyer’e hem de Payamlı Köylülerine FETÖ’cü imasında bulundu.
Büyük bir darbe girişiminden son anda kurtulan Türkiye’de, belki de ilk kez iktidarından muhalefetine tüm kesimler bir araya gelerek birlik-beraberlik mesajları veriyor. Darbe girişimine hep birlikte direnen halk, siyasilerin de ortak mesajlarıyla özlenen günleri yaşatıyor.
Seferihisar’da ise her zamanki gibi huzur ve ortak yaşama kültürü etkisini sürdürüyor ve bu zor süreç herhangi bir gerginliğe sebep olmadan geçiyor. Ta ki dün yapılan çok tehlikeli bir açıklamaya kadar. Herkesin ağzından çıkacak cümleleri üç beş kez tartması gereken bu günlerde, Seferihisar’da ise AKP İlçe Başkanı Hamit Nişancı’nın aklına gelen ilk şeyleri dillendirmesi ve sosyal medyadan yazması bir anda gerginliğe yol açtı. Bir yerel gazetede yayımlanan Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Askeri Savcı Babası Nurettin Soyer’in Fetullah Gülen’i yargılayan ilk savcı olması ulusal medyanın da ilgisini çekti. Ülke gündemine bomba gibi düşen bu gelişmeyle birlikte basın kuruluşlarının konuyla ilgili Belediye Başkanı Tunç Soyer’in fikrini alarak yaptıkları haberler, toplumun birçok kesimi tarafından takdirle karşılandı.
Başkan Soyer basın kuruluşlarına; “Babam, Fetullah Gülen’in 3 yıl hapis cezası almasını sağladı. Onun çok tehlikeli bir adam olduğunu, çok güçlü bir örgütlenme içinde olduklarını ve tamamen yasadışı yollarla örgütlendiklerini söylerdi. Kardeşimi her gün polis okula getirir götürürdü. Ben yatılı okuduğun için çok etkilenmedim. Hafta sonları evde geldiğimde o gerginliği teneffüs ettim. Evdeki huzursuzluk bizi de etkiledi. Babam tehdit aldığını söylüyordu ama, nereden ve kimden geldiğini, nasıl tehditler olduğunu bilmiyorduk. Evde, aile ortamında hissettiğimiz şey, babamın bu davayla ilgili olarak çalışmasının hoş görülmediği, ’fazla uğraşmamasının istendiği’ şeklindeydi. Ama o son derece cesur hatta gözü kara bir adamdı ve doğru bildiğinden vazgeçirilmesi mümkün değildi” şeklindeki bir açıklama yaptı.
Bunun üzerine sosyal medya üzerinden bir açıklama yapan AKP İlçe Başkanı Hamit Nişancı, açıklamasında herkesi şok eden şu cümleleri kullandı: “Sen değil misin son yerel seçimlerde cemaatle kol kola olan sen değil misin cemaat mensubu vatandaşların oturduğu Payamlı köyünde ev ev gezip hoca ve müridleriyle seçim çalışması yapan”
Bunun üzerine yazılı bir açıklama yapan Belediye Başkanı Tunç Soyer şunları söyledi:
Sayın Hamit Nişancı, her açıklamasıyla olduğu gibi yine insanın içini karartan, geleceğe dair umutlarını gölgeleyen bir duruş ortaya koymuş;
Siyasi partilerin genel başkanları mucizevi bir şekilde biraraya gelmişler, ortak çalışma yapmak konusunda irade ve niyet ifade etmişler, kalkmış bir ilçe başkanı, Seferihisar’da hala ayrışmayı körükleyen bir üslupla, “Fetöcü” yaftası koyup belediye başkanını karalama gayretine giriyor.
Bu yaftayı bana yapıştırmaya çalışana kadar; devleti örgüte teslim edenlere, yıllarca o canavarı büyütenlere ne diyeceksin?
O örgütte faal olarak çalışmayan ama halisane niyetlerle söylenenlere itibar edip sempati duyan Payamlılı köylüler de mi terörist muamelesi görecekler?
Bu nasıl bir öfkedir ki, birleşmeye en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanda bile durduk yerde, sataşacak bir şeyler bulup, kavga kaşımaya devam edeceksin?
Bu açıklama, bu siyaset anlayışı, Seferihisar’a nasıl bir fayda getirecek?
Ne zaman memleketin çıkarlarını kişisel hırs ve hezeyanların önüne koyacaksın?
En büyük ihtiyacımızın mahallemizde, köyümüzde, kentimizde birbirimizle kucaklaşmak, dayanışma içine girmek olduğunu ne zaman anlayacaksın?
İktidar partisinin İlçe Başkanı olarak ne zaman, oturduğun makamın ağırlığına, insicamına uygun davranacaksın?
Bütün bunları anlamak için daha ne kadar büyük bir belanın başımıza gelmesi gerekiyor?
Bu sorularla Sayın Hamit Nişancı’yı başbaşa bırakıyor ve kendisine cevap vermiyorum.
Ancak, bilmeyenler bilsin isterim ki;
Nurettin Soyer, yaşadığı sürece, Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun onurlu bir askeri ve onurlu bir hukukçusu olmuştur. Bu devletin başına gelen felaketlerde daima devleti korumak için canla başla çalışmıştır. İsmini taşımak ve evladı olmak en büyük onurumdur. Bu tür sataşmalar asla onun ismini lekeleyemez.