Yazarlar

Hristiyan Haçı ve Güneş Saati

Yazar

18 Şubat 2016

BİRİKTİRDİKLERİMİZ VE BİRLİKTELİĞİMİZ ZENGİNLİĞİMİZDİR

Kadim zamanlardan, yüzyıllardan hatta bin yıllardan, kesintisiz olarak yaşanılan bir yerleşim yeridir Seferihisar. Bu coğrafyada en az 4 bin yıldır kesintisiz bir yaşanmışlık, birliktelik söz konusu. Bu topraklardan, İyonlardan tutunda Osmanlı’ya kadar birçok medeniyet gelip geçmiştir. Her gelen medeniyet çok güzel eserler, gelenekler vb. bırakmıştır ardında. Hepsi de inanılmaz bir şekilde ortak bir potada erimiş, ortak bir paydada buluşmuş ortaya çok güzel bir karışım çıkmıştır.

Seferihisar’ a özgü bir kültür oluşmuştur. Her köşesi, her sokağında farklı kültür izleri görmek mümkündür. Sığacık’ta antik çağların Teos’u, biraz ötesinde günümüz halkının bahçeleri ve evleri. Birbiriyle iç içe, kol kola. Bir bakıyorsun bir evin duvarında eski bir taş, bir bakıyorsun bir evin bahçesinde binlerce yıllık bir güneş saati.

Hiç ummadığın bir yerde, hiç ummadığın zamanda muhteşem bir taş eser çıkar karşına. Ama biz şaşırmıyoruz. Çünkü bin yıllardan süzülüp gelen bu birlikteliklere alışkınız biz. Bunlar – birlikteliğimiz – zenginliğimizdir. Paylaştıkça çoğalır.

Sadece bunlar mı? Tabi ki değil. Bir köşeyi dönersin karşında bin yıllık bir cami. Evet neredeyse bin yıllık Turabiye Camii (MS. 1197 Selçuklular). Bir mahalle çeşmesinde tam bir zenginlik. Bir çeşmede Türk motifleriyle Hristiyan Haçı bir arada. Dediğim gibi; biriktirdiklerimiz, birlikteliğimiz zenginliğimizdir.

Sadece mimari açıdan değil. Yemek kültürümüz de tam bir zenginliktir. Hem denize yakın oluşumuz hem florasının zenginliğinden; mutfak kültürümüz, tüm Ege kültürlerinde tarih boyunca olduğu gibi hem deniz ürünleri hem de ot ve yeşillik üzerinedir. Aynı zamanda Anadolulu oluşumuzun etkisiyle hamur işleri de oldukça makbuldür. Söz gelimi, Sığacık’ta bir balık restoranında balık ürünleri makbulken başka bir yerde ‘Şevketi Bostan’dan kıymalı, etli, kestirmeli muhteşem yemekler görebilirsiniz. Bir başka yerde de çam ağaçlarının diplerinde mantar toplayan birilerini de görebilirsiniz. Diken mantarının tadına da doyum olmaz. Tarlalarda gezerken otların, dikenlerin diplerinde kazılmış toprak ya da diken çalılıkları görürseniz, bilin ki sizden önce birileri orda şevketi bostan ya da diken mantarı bulup çıkarmıştır. Dediğim gibi, biriktirdiklerimiz, birlikteliğimiz zenginliğimizdir.

Ege yanımız demişken; zeytinimizi ve zeytin yağımızı da unutmamalıyız. O Zeytin yağlarıyla yapılan muhteşem yemekleri… Bir de Anadolu yanımız var tabiî ki. Hafta sonu ailecek Sığacık’ a gittiniz diyelim. Yaprak sarması, sigara böreği, ev yapımı tarhana, yuvalakça, lok lok, mandalina tatlısı, samsades ya da keşkek yemeklerinden en az birini yemeden olmaz. İzmirli olmanın geregi olarak gevrek ve boyozu da unutmayalım !